Dünyanın Her Yerinde Ekranların En-Boy Oranı 4:3 iken Ne Oldu da Aynı Yıl 16:9’a Geçildi?
3 mins read

Dünyanın Her Yerinde Ekranların En-Boy Oranı 4:3 iken Ne Oldu da Aynı Yıl 16:9’a Geçildi?

Aslında bilim insanlarının ve şirketlerin; televizyon ekranlarını, bilgisayar monitörlerini ve telefonları değiştirmesiyle birlikte standart en-boy oranı çok da beklenmedik bir gelişme değildi.

Ancak nasıl tüm dünya aynı standardı kullanmaya başlamıştı ve bu standart neye göre belirlenmişti? Haydi en temelden başlayıp aydınlanalım.

İlk basamaktan başlayalım, nedir bu “16:9”?

16 birim genişliğinde ve 9 birim yüksekliğinde bir ölçüyü tanımlayan 16:9, standartlaşmış bir en-boy oranı. UHD, HDTV, Full HD ve SD dijital televizyonlar; akıllı telefonlar; bilgisayar oyunları ve monitörler için de uluslararası standart görüntü formatı.

Peki neden özellikle bu oran seçilerek standartlaştırıldı?

Sinema ve film endüstrisi geliştikçe, farklı farklı boyutlar ortaya çıkıyordu. Tahmin edersiniz ki bu da büyük bir soruna yol açıyordu. Tüm bu farklı formatlar, tek bir kare televizyon ekranına nasıl sığacaktı?

1984 yılında elektronik üretim üzerine bir çalışma grubuna dahil olan Dr. Powers, 16:9 oranına geçişi önermişti. Hesapladığı değere göre, farklı en-boy oranlarının tam olarak geometrik ortalamasıydı.

4:3 (standart televizyon) ile 2:35 (ortalama bir film oranı) arasındaki geometrik ortalamayı da karşılıyordu. Yani matematiksel olarak bir uzlaşı oranıydı. Ancak önerisi hemen hayata geçmemişti. 

HD televizyonlar geliştirildikçe 16:9 formatı daha çok benimsenmeye başlandı.

Ayrıca 16:9, geniş ekran televizyonlarda, daha dengeli ve doğal bir görüntü sunuyordu. İnsan gözünün, geniş açıları kapsamasına göre tasarlanmıştı.

Takvimler 1993 senesini gösterdiğinde ise Avrupa Birliği, yeni monitörler ve televizyonlar ortaya çıktıkça görüntü formatının da standart olması gerektiğine karar verdi. Eh, dünyanın geri kalanı da her zamanki gibi onu takip etti.

Alışılmış sinema salonu havası terk edilmemiş oldu.

16:9 formatı, insanların alıştığı geniş sinema salonu ekranını anımsatarak çok daha sinematik bir hava verdi. Üstelik başka oranlardaki formatlarla kullanıma da gayet uygundu. Örneğin 4:3 oranındaki bir görüntü için hemen yanlara siyah kısımlar ekleniyordu.

Fark ettiyseniz çoğu Hollywood filmi 16:9 oranında çekilmiyor ve beyaz perdeye ya da televizyona yansıtılırken yanlarına bahsettiğimiz gibi siyah kısımlar ekliyorlar. Platformlar ve televizyonlar “Ekrana Sığdır” ve “Orijinal” gibi farklı izleme seçenekleri sunuyor.

Ekonomik faktörler de bu standardın iyice yerleşmesini sağladı.

Televizyon, bilgisayar, telefon gibi ürünlerin üreticileri; belirli bir oranı benimsediklerinde malzeme kullanımı ve maliyet açısından standartlaşmak işlerine geliyor. Böylece üretim süreçlerini optimize ediyorlar ve maliyetleri de düşürebiliyorlar.

Kaynaklar: Science ABC, No Film School, Scientific American

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir